Tecrübeli Gazeteciden Flaş İddia! Erdoğan Ameliyat Oldu

Tecrübeli Gazeteciden Flaş İddia! Erdoğan Ameliyat Oldu

Tecrübeli Gazeteciden Flaş İddia! Erdoğan Ameliyat Oldu

Deneyimli Gazeteciden Flaş İddia! Erdoğan Küçük Bir Ameliyat OlduCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıhhat haliyle alakalı sık sık yeni söylentiler meydana çıkıyor. Çıkan son söylenti, Erdoğan’ın geride bıraktığımız haftalarda bir ameliyat bulunduğu iddia edildi Bu kez söylentiyi yazan ise, Ankara’nın itimat edilir ve çok deneyimli gazetecilerinden Nuray Babacan.

Deneyimli Ankara gazetecisi Nuray Babacan’a göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geride kalan haftalarda İstanbul’da prostat ameliyatı geçirdi, ameliyat ardından evinde 10 gün dinlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıhhat haliyle alakalı sık sık yeni söylentiler meydana çıkıyor.

Çıkan son söylenti, Erdoğan’ın geride bıraktığımız haftalarda bir prostat ameliyatı bulunduğu yönünde. Bu kez söylentiyi yazan ise, Ankara’nın itimat edilir ve çok deneyimli gazetecilerinden Nuray Babacan. Babacan, GazetePencere’deki köşesinde bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geride bıraktığımız hafta, ‘Hamas terör teşkilatı değil mücahit bir örgüttür’ dediği küme konuşmasından evvelce 10 gün süresince İstanbul’daki evinde bulunduğunu, bu sürede ufak bir prostat ameliyatı geçirdiğini ve ardındannda da dinlendiğini yazdı.

Babacan’a göre, Erdoğan’ın küme konuşmasında Hamas ile alakalı sözleri Ak Parti önde gelenlerini ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i şaşırttı. Babacan’ın iddiasına göre bu sözler Erdoğan’ın yazılı konuşma metninde yoktu, Erdoğan onları irticalen kendisi ekledi. Babacan yazısında bu sözlerin söylenmesinin Erdoğan’ın evinde geçirdiği 10 gün süresince görüştüğü ve etkilerinde kaldığı aile üyelerine bağlandığını yazıyor. Babacan’ın bugün GazetePencere’de çıkan yazısı şöyle:

Türkiye’nin, Gazze savaşındaki tutumu ve neticeleri hem genel siyasetin hem de AKP’nin gündeminde. Şimdi hali toparlama süreci yaşanıyor, dış siyaset ve ekonomik neticelerina baş yoruluyor. Bu noktaya nasıl gelindiği de sohbetlerin ana hususu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın küme konuşmasındaki, ‘Hamas terör teşkilatı değildir”, ‘mücahit örgüt” ve ‘bir gece aniden gelebiliriz’ ifadelerinin metinde olmadığı da meydana çıktı. Erdoğan’ın bu duygusal çıkışında, 10 günlük ‘nekahat’ döneminin etkileri bulunduğunu söyleyenler var.

O mevzuya birazdan geleceğiz. AKP’lileri bile şaşkına çeviren ve ileri tespit edilen bu sözlerin konuşma metninde olmadığını söyleyenler, Erdoğan’ın küme toplantısından evvelcesindeki 10 gün süresince İstanbul’da ‘dinleniyor’ dedikleri devreye vurgu yapıyorlar. Aileyle son derece yakın geride bıraktığımız bu dönemde, Erdoğan’ın operasyon geçirdiği konuşuluyordu. Bu doğru çıktı. Erdoğan’ın prostat operasyonu geçirdiği ve kolay bir araya girmek bulunduğu iddia ediliyor.

Bu dönemde, İstanbul’da görüştüğü muhafazakar etraf, ailenin bir grubunun kendine sık sık Gazze’yle alakalı duygusal yorumlar yapması ve hem de Türkiye’nin gündemine Mavi Marmara organizasyonuyla bela eden İHH (İnsanı Yardım Vakfı) yönetimiyle yaptığı görüşmelerin etkileri bulunduğu anlatılıyor. Bunları aktaranlar AKP’liler; ne kadar doğrudur bilinmez, ama devlet siyasetsına, devlet dışı unsurların yön verdiğini düşünmek bile rahatsız edici. Erdoğan’ın Hamas çıkışından sonra, Türkiye’nin arabuluculuk pozisyonunu tekrar kazandırmak amacıyla çabalar sürüyor. Bu konuşmanın kabinedeki etkilerine dair değerlendirmeler yapılıyor.

En çok etkilenenlerin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ekonomideki krizi atlatmaya çalışan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bulunduğunu daha evvelce yazmıştık. Bu ikilinin topu buradan çevirmek amacıyla uğraştığını biliyoruz ama işleri zor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Gazze kriziyle alakalı yakın etrafına yaptığı değerlendirmelerde, konunun bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekliliğini söylediğini biliyoruz.

Fidan’ın Hamas’ın arkasındaki güç, aldığı kararı destekleyen ülkeler hususu ile alakalı değişik değerlendirmeler yaptığı, İran ve Rusya etkeninin mühim bulunduğunu anlattığı belirtiliyor. Türkiye’nin bölgeye asker göndermesine gelince. Kesinlikle söz hususu değil. Böyle bir faaliyetin fakat BM çatısı altında çok uluslu gücün bir parçası olarak gerçekleşebileceğine dair değerlendirmeler yapılıyor.

Hem de, bu yaklaşımın gerçek olmaktan uzak bulunduğu, lojistik yönden da olası olmadığı belirtiliyor. Gazze’ye ulaşmasının ne coğrafi ne de etraf ülkelerle temaslar yönünden olası olmadığı paylaşılıyor. Bakan Şimşek’in resmi açıklamalarda hali toparlamaya çalışan sözlerine karşın kaygıları biliniyor. Gazze savaşının ve oluşturulan açıklamaların ekonomik krizle mücadeleye vuruş vurduğu, yükselen faizler nedeniyle Türkiye’nin dış borç primine en az 5 puan eklediğini dile getirdiğini belirtelim.

Hem de iktidarın İsrail’le bütün temaslarini askıya aldığı yolundaki haberlere karşın enerji ve ticaret anlaşmalarının aynen sürdüğü, AKP’de de konuşuluyor. Zira değişik kaynaklardan buna dair bulgular de geliyor. Türkiye’nin çıkarlarının göz ardı edilerek, mahalli seçimler, taban kaygısı ve duygusallıkla atılan adımların hem ekonomik hem de dış temaslar yönünden getirdiği faturayı, daha çok konuşacağız anlaşılan.














Devamını oku » »